Bir Tutkunun Tarihi
neararsan.forum.st :: Spor :: FenerBahçe
1 sayfadaki 1 sayfası
Bir Tutkunun Tarihi
1899-1907
Erken Tarih
Fenerbahçe'nin esas kuruluş tarihi 1899'lara dayanır. İlk zamanlar sadece futbol kulübü olan kulüp 1910 yılına kadar böylece kalmış 1910'da Kuşdili Kulübü'nün kendisine katılımıyla spor kulübü haline gelmiştir. II.Abdülhamit döneminde MüslümanTürklerin herhangi bir derneğe üye dahi olmaları yasaklanmıştı. Buna karşın gayrimüslimler dernek kurabilmekteydi. Bu Kadıköy insanını öfkelendirmekte ve hırslandırmaktaydı. Tüm tehlikeleri göze alan deniz öğrencisi Fuat Hüsnü eski hariciyecilerden Reşat Danyal ve Mehmet Ali'yle 1899 yılında devrin hafiye ve jurnalcilerinin dikkatlerinden kaçmak için Black Stocking FC (Siyah Çoraplılar Futbol Kulübü)‘nü kurdular. Fakat siyah çorap ve kırmızı üst formaları ile Türk gençlerinin oluşturduğu bu futbol topluluğu daha ilk maçlarında hafiyelerin baskınına uğruyordu.
Aradan geçen birkaç yıl içinde aynı gençler yeni katılanlarla birlikte Kurbağalıdere Köprüsü’nün yakınındaki Hurşit Ağa’nın kahvehanesinde toplanıyor ve 1901 yılında da bu kez isim de değiştirerek Kadıköy Futbol Kulübü ismindeki bir yeni takımı daha kurabilmenin çalışmalarını yapıyorlardı.Bunun sonucunda bu külübü 1902 yılında kurmuşlardır.Fakat günlük yayınlanan Fransızca Servet Gazetesi bu haberi hafiyelere sısdırmış ve durum II.Abdülhamit'in kulağına gitmiştir.Böylece bir kez daha Kadıköy'lü gençlerin kurduğu futbol takımı dağıtılıyordu.
1907-1923
Resmî Kuruluş
Takvim yaprakları 1907 yılını göstermekteyken II.Abdülhamit döneminin son günleri yaşanmaktaydı.Saltanatının son zamanlarını yaşayan II.Abdülhamit'in baskı rejimi her alanda azalmıştı.Bu azalma futbola da yansımıştı.Artık Türk gençleri de açıktan futbol oynuyordu.
Bu durumdan yararlanan Kadıköy’lü gençlerden Hariciye Nazırı Asım ve Server Paşa’ların torunu Londra Sefareti Başkatibi Nuri Bey’in oğlu Ziya Bey ile Harekat Ordusu Feriki Şevki Paşa’nın oğlu Ayetullah Bey ve de ünlü edebiyatçı Sami Paşazade Sezai Bey’in yeğeni Enver Necip (Okaner) Bey Necip Bey’in Moda Başpınar sokak 3 numaralı evde yaptıkları görüşme neticesinde kuracakları takım hakkında fikir yürütüyorlardı.Görüşmeler sonucunda maddi destek sağlayan dönemin zenginlerinden Saint Joseph mezunu Mühendis Nurizade Ziya Bey’e kulübün kurucu başkanlığını Osmanlı Bankası memurlarından Ayetullah Bey’e katiplik görevini Bahriye Subayı Necip Bey’e de kaptanlık ve veznedarlık görevini verildi.Yine görüşmede varılan fikir birliği ile de ; kuracakları kulübün adını oturdukları semtten esinlenerek Fenerbahçe yapacaklar amblemlerini Fenerbahçe Burnu’ndaki ışık saçan fenerden formalarındaki renkleri ise Fenerbahçesi’ndeki papatyaların kıskançlık ve temizlik sembolü olan renklerinden yani sarı ile beyazdan alacaklardı.
Kulüp kısa sürede bir kadro semtteki gençlerden oluşturmuştu. 1908 yılında İkinci Meşrutiyet'in ilanı ile tanınan dernek kurma serbestliği İstanbul’da birçok Türk kulübünün kurulmasına vesile oldu. Kulüp sayısındaki artış İstanbul’da yeni bir ligin kurulması ihtiyacını doğurdu.Bu nedenle de o dönemlerde ülkede resmi tatil günü olan Cuma günleri oynanacak bir lig olan Cuma Ligi adıyla yeni bir lig kuruldu.
Kulüp kuruluşunda sarı-beyaz olan renklerini 1909 sonbaharında sarı-laciverte çevirmiştir.1909-1910 sezonuyla birlikte de İstanbul Futbol Ligi'ne katılmıştır.Fenerbahçe–Galatas aray kulüpleri arasındaki ezeli rekabet ilk defa 17 Ocak 1909 tarihinde Galatasaray Lisesi öğrencilerinin takımı ile yeni kurulmuş bir semt takımı maçı şeklinde başlamıştır.Bu tarihten itibaren de o dönemlerdeki İstanbul futbolundaki şampiyonluklar genelde bu iki Türk takımı arasında paylaşılmıştır.
Fenerbahçe Kulübü’nün ilk amblemi olan Fenerbahçe burnundaki ışık saçan beyaz feneri renkleri ise sarı ile beyaz olmuştu. Ancak kulüp yöneticileri bunu tatminkar bulmadıklarından ve içinde bulundukları monarşi rejimini tehdit edici sayılacağı endişesi ile kısa sürede iptal etti. 1910 yılında futbolcu solaçık Hikmet’in çizdiği amblem herkesin beğenisini kazandı ve kabul edildi.
1910 yılında Kuşdili Kulübü'nün kulüp bünyesine katılımıyla Fenerbahçe Kürek avcılık kriket ve tenis sporlarına sahip olmuştur.
Kadrosunu gençlerle güçlendiren bu Fenerbahçe 1911 - 1912 liginde hiç yenilmeden şampiyon oldu.Şampiyonluğun en önemli yanı ise Fenerbahçe’nin bu şampiyonluğu ile İngiliz ve Rum takımlarının şampiyonluklarının tamamen sona erdirmesi ve bu tarihten itibaren de Türk futbolunda şampiyonlukların artık Türk takımlarının olmasıydı. Bu şampiyonluk kulübün itibarını bir anda yükseltti imkanlarını arttırdı.Altıyol’da bir kulüp lokali kiralandı lokalin açılışı ile üye sayısı çoğaldı.Bu arada futbol dışında diğer spor dallarında da faaliyet gösterilmesine başlandığından aynı yıl Fenerbahçe Futbol Kulübü adı Fenerbahçe Spor Kulübü’ne dönüştürüldu.
Kulübün kuruluş günü olarak Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın kulübü ziyaret tarihi olan 3 Mayıs kabul edilir.
Kuruluş Amacı
Kulübün amacı kuruluş tüzüğünün 2. ve 3. maddelerin şu şekilde belirtilmiştir:
"Kulübün takip ettiği amaç: Memlekette bedenî ve fikrî terbiyenin yayılmasını sağlamak. Vatan gençlerini vatanın korunmasına zorluklara ve askerî seferberliklere hazırlamaktır."
"Kulüp özellikle askerî beden eğitimlerinin yapılması millî oyunların yaygınlaştırılması ve disiplinli bir hâlde geliştirilmesiyle uğraşacak. Kaybolan tecrübelerin kazanılmasına uygun amatör şubeler kurulması ve açılmasına çalışacaktır."
Erken Tarih
Fenerbahçe'nin esas kuruluş tarihi 1899'lara dayanır. İlk zamanlar sadece futbol kulübü olan kulüp 1910 yılına kadar böylece kalmış 1910'da Kuşdili Kulübü'nün kendisine katılımıyla spor kulübü haline gelmiştir. II.Abdülhamit döneminde MüslümanTürklerin herhangi bir derneğe üye dahi olmaları yasaklanmıştı. Buna karşın gayrimüslimler dernek kurabilmekteydi. Bu Kadıköy insanını öfkelendirmekte ve hırslandırmaktaydı. Tüm tehlikeleri göze alan deniz öğrencisi Fuat Hüsnü eski hariciyecilerden Reşat Danyal ve Mehmet Ali'yle 1899 yılında devrin hafiye ve jurnalcilerinin dikkatlerinden kaçmak için Black Stocking FC (Siyah Çoraplılar Futbol Kulübü)‘nü kurdular. Fakat siyah çorap ve kırmızı üst formaları ile Türk gençlerinin oluşturduğu bu futbol topluluğu daha ilk maçlarında hafiyelerin baskınına uğruyordu.
Aradan geçen birkaç yıl içinde aynı gençler yeni katılanlarla birlikte Kurbağalıdere Köprüsü’nün yakınındaki Hurşit Ağa’nın kahvehanesinde toplanıyor ve 1901 yılında da bu kez isim de değiştirerek Kadıköy Futbol Kulübü ismindeki bir yeni takımı daha kurabilmenin çalışmalarını yapıyorlardı.Bunun sonucunda bu külübü 1902 yılında kurmuşlardır.Fakat günlük yayınlanan Fransızca Servet Gazetesi bu haberi hafiyelere sısdırmış ve durum II.Abdülhamit'in kulağına gitmiştir.Böylece bir kez daha Kadıköy'lü gençlerin kurduğu futbol takımı dağıtılıyordu.
1907-1923
Resmî Kuruluş
Takvim yaprakları 1907 yılını göstermekteyken II.Abdülhamit döneminin son günleri yaşanmaktaydı.Saltanatının son zamanlarını yaşayan II.Abdülhamit'in baskı rejimi her alanda azalmıştı.Bu azalma futbola da yansımıştı.Artık Türk gençleri de açıktan futbol oynuyordu.
Bu durumdan yararlanan Kadıköy’lü gençlerden Hariciye Nazırı Asım ve Server Paşa’ların torunu Londra Sefareti Başkatibi Nuri Bey’in oğlu Ziya Bey ile Harekat Ordusu Feriki Şevki Paşa’nın oğlu Ayetullah Bey ve de ünlü edebiyatçı Sami Paşazade Sezai Bey’in yeğeni Enver Necip (Okaner) Bey Necip Bey’in Moda Başpınar sokak 3 numaralı evde yaptıkları görüşme neticesinde kuracakları takım hakkında fikir yürütüyorlardı.Görüşmeler sonucunda maddi destek sağlayan dönemin zenginlerinden Saint Joseph mezunu Mühendis Nurizade Ziya Bey’e kulübün kurucu başkanlığını Osmanlı Bankası memurlarından Ayetullah Bey’e katiplik görevini Bahriye Subayı Necip Bey’e de kaptanlık ve veznedarlık görevini verildi.Yine görüşmede varılan fikir birliği ile de ; kuracakları kulübün adını oturdukları semtten esinlenerek Fenerbahçe yapacaklar amblemlerini Fenerbahçe Burnu’ndaki ışık saçan fenerden formalarındaki renkleri ise Fenerbahçesi’ndeki papatyaların kıskançlık ve temizlik sembolü olan renklerinden yani sarı ile beyazdan alacaklardı.
Kulüp kısa sürede bir kadro semtteki gençlerden oluşturmuştu. 1908 yılında İkinci Meşrutiyet'in ilanı ile tanınan dernek kurma serbestliği İstanbul’da birçok Türk kulübünün kurulmasına vesile oldu. Kulüp sayısındaki artış İstanbul’da yeni bir ligin kurulması ihtiyacını doğurdu.Bu nedenle de o dönemlerde ülkede resmi tatil günü olan Cuma günleri oynanacak bir lig olan Cuma Ligi adıyla yeni bir lig kuruldu.
Kulüp kuruluşunda sarı-beyaz olan renklerini 1909 sonbaharında sarı-laciverte çevirmiştir.1909-1910 sezonuyla birlikte de İstanbul Futbol Ligi'ne katılmıştır.Fenerbahçe–Galatas aray kulüpleri arasındaki ezeli rekabet ilk defa 17 Ocak 1909 tarihinde Galatasaray Lisesi öğrencilerinin takımı ile yeni kurulmuş bir semt takımı maçı şeklinde başlamıştır.Bu tarihten itibaren de o dönemlerdeki İstanbul futbolundaki şampiyonluklar genelde bu iki Türk takımı arasında paylaşılmıştır.
Fenerbahçe Kulübü’nün ilk amblemi olan Fenerbahçe burnundaki ışık saçan beyaz feneri renkleri ise sarı ile beyaz olmuştu. Ancak kulüp yöneticileri bunu tatminkar bulmadıklarından ve içinde bulundukları monarşi rejimini tehdit edici sayılacağı endişesi ile kısa sürede iptal etti. 1910 yılında futbolcu solaçık Hikmet’in çizdiği amblem herkesin beğenisini kazandı ve kabul edildi.
1910 yılında Kuşdili Kulübü'nün kulüp bünyesine katılımıyla Fenerbahçe Kürek avcılık kriket ve tenis sporlarına sahip olmuştur.
Kadrosunu gençlerle güçlendiren bu Fenerbahçe 1911 - 1912 liginde hiç yenilmeden şampiyon oldu.Şampiyonluğun en önemli yanı ise Fenerbahçe’nin bu şampiyonluğu ile İngiliz ve Rum takımlarının şampiyonluklarının tamamen sona erdirmesi ve bu tarihten itibaren de Türk futbolunda şampiyonlukların artık Türk takımlarının olmasıydı. Bu şampiyonluk kulübün itibarını bir anda yükseltti imkanlarını arttırdı.Altıyol’da bir kulüp lokali kiralandı lokalin açılışı ile üye sayısı çoğaldı.Bu arada futbol dışında diğer spor dallarında da faaliyet gösterilmesine başlandığından aynı yıl Fenerbahçe Futbol Kulübü adı Fenerbahçe Spor Kulübü’ne dönüştürüldu.
Kulübün kuruluş günü olarak Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın kulübü ziyaret tarihi olan 3 Mayıs kabul edilir.
Kuruluş Amacı
Kulübün amacı kuruluş tüzüğünün 2. ve 3. maddelerin şu şekilde belirtilmiştir:
"Kulübün takip ettiği amaç: Memlekette bedenî ve fikrî terbiyenin yayılmasını sağlamak. Vatan gençlerini vatanın korunmasına zorluklara ve askerî seferberliklere hazırlamaktır."
"Kulüp özellikle askerî beden eğitimlerinin yapılması millî oyunların yaygınlaştırılması ve disiplinli bir hâlde geliştirilmesiyle uğraşacak. Kaybolan tecrübelerin kazanılmasına uygun amatör şubeler kurulması ve açılmasına çalışacaktır."
Bir Tutkunun Tarihi
I.Dünya Savaşı ve Fenerbahçe
I.Dünya Savaşı başlangıcıyla genç nüfus silah altına alındı.İngiliz takımları İstanbul'da yaptığı maçları bıraktı.1914-1915 yılında Fenerbahçe ve Galatasaray'ın arasında çıkan anlaşmazlıktan dolayı lig iki ayrı küme halinde oynanmıştır.İstanbul Şampiyonluğu Ligi'ni kazanan Fenerbahçe ile İstanbul Futbol Birliği Ligi'nde birinci olan Galatasaray takımları gerçek İstanbul şampiyonunun belirlenmesi amacıyla 11 Şubat1916 günü İttihatspor sahasında (bugünkü Şükrü Saracoğlu Stadı) karşılaştılar. Muzaffer’in golüne karşılık Said Selahaddin’in 2 Galip Kulaksızoğlu’nun da 1 golüyle ezeli rakibini 3-1 yenmeyi başaran Fenerbahçe hem 1914-15 sezonu şampiyonluğunu hem de İngiltere’den özel olarak getirtilen ve 10 yılın sonunda en çok şampiyon olacak takıma verilecek olan tarihi şildi kazandı.
1910 yılında Galatasaray'a kardeş kulüp olarak kurulan Progress International 1914 yılında Altınordu Spor Kulübü adını almıştır. Dahiliye Nazırı'ni başkanlığa getirerek hem mali destek sağlamış hem de hükümetten destek alarak cepheye asker yollamayan tek kulüp olmuştur.Mali olarak gelişmesine paralel olarak iyi futbolcuları kadrosuna katmıştır.Bunlar içinde 7 tane Fenerbahçeli futbolcu da bulunmaktaydı.Fenerbahçe bunun üzerine genç ve hırslı futbolcuları kadrosuna katmıştır.Genç Fenerbahçe ilk lig maçına 17 Kasım 1916 yılında Anadolu Üsküdar'a karşı oynamıştır.Kulübün kurucusu ve başkanı olan Burhan Felek tecrübesiz toy Fenerbahçe takımına alınan 7-0'lık hezimetten sonra istifa etmiştir.
Fenerbahçe Çanakkale Savaşları boyunca birçok oyuncusunu kaybetmiştir.
Kulüp 3 Mayıs 1918 tarihinde çok önemli bir misafiri ağırladı:
Mustafa Kemal Atatürk.
Atatürk kulübün Kuşdili'ndeki lokaline ziyarette bulundu.Bu tarih daha sonraları kulübün kuruluş günü olarak görülmüş ve kuruluş tarihi 3 Mayıs 1907 olarak kabul edilmiştir.Atatürk kulüp şeref defterine şunları not düşmüştür:
Kurtuluş Savaşı
İstanbul 16 Mart 1920 günü işgal kuvvetlerince resmen işgal edilir. Kurtuluş Savaşı dönemi'nde işgal kuvvetlerine mensup özellikle İngiliz ve Fransız askeri takımlarıyla yapılan futbol maçları İstanbul halkının büyük ilgisini çekiyordu. Türk kulüpleri bu takımlarla 5 yılda 50’sini Fenerbahçe’nin oynadığı toplam 80 maç yapmıştır. İşgal kuvvetleri takımlarına karşı kazanılan galibiyetler ise Türk takımlarını halkın gönülllerinde yüceltiyordu. Türk takımlarının özellikle de Fenerbahçe’nin başta General Harrington Kupası (29 Haziran 1923) olmak üzere işgal kuvvetleri takımları karşısında elde ettikleri tüm galibiyetler milletin ve yaralı gönüllerine teselli veriyordu.
Fenerbahçe futbol sahalarında işgal kuvvetlerine karşı ardı ardına aldığı galibiyetlerle milli mücadelenin adeta İstanbul şubesi halini alıyordu. Bu dönemde Türk futbolu denince ilk akla gelen Fenerbahçe oluyordu. Kurtuluş Savaşı cephelerinden gelen her yeni zafer halkın moralini yükseltirken Fenerbahçe'nin de aldığı galibiyetler bu morali daha da arttırıyordu. 1910’lu yıllarda en fazla iki bin kişinin izlediği Fenerbahçe 1919-1920 yıllarında 6-7 bin kişinin doldurduğu tribünlere oynuyordu.
Fenerbahçe takımı artık "Kuva-i Milliye" ruhunun halk içindeki sembolü olmuştu. Bunun ilk sebebi işgal takımları ile oynadıkları toplam 50 maçtan sadece 5'ini kaybetmeleri 41 maçta galip gelmeleriydi ki Altınordu ve Galatasaray takımları bu başarıyı gösterememişlerdi. İkinci sebebi ise Kurtuluş Savaşı'nın lideri olan Mustafa Kemal Atatürk'ün Fenerbahçeli olarak bilinmesiydi.
I.Dünya Savaşı başlangıcıyla genç nüfus silah altına alındı.İngiliz takımları İstanbul'da yaptığı maçları bıraktı.1914-1915 yılında Fenerbahçe ve Galatasaray'ın arasında çıkan anlaşmazlıktan dolayı lig iki ayrı küme halinde oynanmıştır.İstanbul Şampiyonluğu Ligi'ni kazanan Fenerbahçe ile İstanbul Futbol Birliği Ligi'nde birinci olan Galatasaray takımları gerçek İstanbul şampiyonunun belirlenmesi amacıyla 11 Şubat1916 günü İttihatspor sahasında (bugünkü Şükrü Saracoğlu Stadı) karşılaştılar. Muzaffer’in golüne karşılık Said Selahaddin’in 2 Galip Kulaksızoğlu’nun da 1 golüyle ezeli rakibini 3-1 yenmeyi başaran Fenerbahçe hem 1914-15 sezonu şampiyonluğunu hem de İngiltere’den özel olarak getirtilen ve 10 yılın sonunda en çok şampiyon olacak takıma verilecek olan tarihi şildi kazandı.
1910 yılında Galatasaray'a kardeş kulüp olarak kurulan Progress International 1914 yılında Altınordu Spor Kulübü adını almıştır. Dahiliye Nazırı'ni başkanlığa getirerek hem mali destek sağlamış hem de hükümetten destek alarak cepheye asker yollamayan tek kulüp olmuştur.Mali olarak gelişmesine paralel olarak iyi futbolcuları kadrosuna katmıştır.Bunlar içinde 7 tane Fenerbahçeli futbolcu da bulunmaktaydı.Fenerbahçe bunun üzerine genç ve hırslı futbolcuları kadrosuna katmıştır.Genç Fenerbahçe ilk lig maçına 17 Kasım 1916 yılında Anadolu Üsküdar'a karşı oynamıştır.Kulübün kurucusu ve başkanı olan Burhan Felek tecrübesiz toy Fenerbahçe takımına alınan 7-0'lık hezimetten sonra istifa etmiştir.
Fenerbahçe Çanakkale Savaşları boyunca birçok oyuncusunu kaybetmiştir.
Kulüp 3 Mayıs 1918 tarihinde çok önemli bir misafiri ağırladı:
Mustafa Kemal Atatürk.
Atatürk kulübün Kuşdili'ndeki lokaline ziyarette bulundu.Bu tarih daha sonraları kulübün kuruluş günü olarak görülmüş ve kuruluş tarihi 3 Mayıs 1907 olarak kabul edilmiştir.Atatürk kulüp şeref defterine şunları not düşmüştür:
Fenerbahçe Kulübünün her tarafa mazhar-ı takdir olmus bulunan asari mesaisini işitmiş ve bu Kulübü ziyaret ve erbab-ı himmeti tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifenin ifasi ancak bugün müyesser olabilmiştir. Takdirat ve tebrikatımı buraya kayd ile mübahiyim.
Kurtuluş Savaşı
İstanbul 16 Mart 1920 günü işgal kuvvetlerince resmen işgal edilir. Kurtuluş Savaşı dönemi'nde işgal kuvvetlerine mensup özellikle İngiliz ve Fransız askeri takımlarıyla yapılan futbol maçları İstanbul halkının büyük ilgisini çekiyordu. Türk kulüpleri bu takımlarla 5 yılda 50’sini Fenerbahçe’nin oynadığı toplam 80 maç yapmıştır. İşgal kuvvetleri takımlarına karşı kazanılan galibiyetler ise Türk takımlarını halkın gönülllerinde yüceltiyordu. Türk takımlarının özellikle de Fenerbahçe’nin başta General Harrington Kupası (29 Haziran 1923) olmak üzere işgal kuvvetleri takımları karşısında elde ettikleri tüm galibiyetler milletin ve yaralı gönüllerine teselli veriyordu.
Fenerbahçe futbol sahalarında işgal kuvvetlerine karşı ardı ardına aldığı galibiyetlerle milli mücadelenin adeta İstanbul şubesi halini alıyordu. Bu dönemde Türk futbolu denince ilk akla gelen Fenerbahçe oluyordu. Kurtuluş Savaşı cephelerinden gelen her yeni zafer halkın moralini yükseltirken Fenerbahçe'nin de aldığı galibiyetler bu morali daha da arttırıyordu. 1910’lu yıllarda en fazla iki bin kişinin izlediği Fenerbahçe 1919-1920 yıllarında 6-7 bin kişinin doldurduğu tribünlere oynuyordu.
Fenerbahçe takımı artık "Kuva-i Milliye" ruhunun halk içindeki sembolü olmuştu. Bunun ilk sebebi işgal takımları ile oynadıkları toplam 50 maçtan sadece 5'ini kaybetmeleri 41 maçta galip gelmeleriydi ki Altınordu ve Galatasaray takımları bu başarıyı gösterememişlerdi. İkinci sebebi ise Kurtuluş Savaşı'nın lideri olan Mustafa Kemal Atatürk'ün Fenerbahçeli olarak bilinmesiydi.
Bir Tutkunun Tarihi
1927–1947
Kuşdili Yangını
Türkiye'nin birden fazla şube barındıran ilk spor kuübü olma başarısını gösteren Fenerbahçe 1913 yılında geçerli olan nizamname ile atletizm kürek yüzme atlama yelken patinaj tenis çayır hoaaai boks kriket gibi spor dallarıyla da meşgul oluyordu. Bunlara daha sonra masa tenisi eskrim jimnastik avcılık su kayağı bilardo salon futbolu otomobil atıcılık sutopu bisiklet halter güreş basketbol izcilik patenli hoaaa voleybol gibi toplam 25 spor şubesi içeren 35 spor dalında birçok başarılara imza atılıyordu.
Bu branşlarda sürekli gelişim gösteren Fenerbahçe 25.kuruluş yılında 5/6 Haziran 1932 gecesi meydana gelen bir yangın sonucunda kupalarından üye kayıt ve maç defterlerini de içeren belgelerine kadar gelmiş geçmiş bütün maddi eser ve izlerini kaybediyordu.Bu kötü durum bütün Türkiye'de şok etkisi yarattı. Fenerbahçe Kulübü İdare Heyeti bunun üzerine basına aşağıdaki tebligatı veriyodu:
Sevgili yuvamız 25 senelik spor hayatımızda elde ettiğimiz şeref ve galibiyet hatıraları ile birlikte yanmıştır. Bugün maddi spor vesaitimizden de tamamen mahrum kalmış bulunuyoruz. Yek değerlerimize karşı sarsılmaz itimat muhabbet ve tesanüt (dayanışma) havası içinde yıllarca süren müşterek emeklerimizin muhassalasının (elde edilmiş sonucunun) enkazı karşısında derin bir teessür (üzüntü) duymamak kabil değildir. Mahvolan manevi kıymetlerin maattessüf (ne yazık ki) tamiri imkansızdır. Şu kadar ki 25 senedir kazandığımız muvaffakiyetlerin hatıralarını kalbimizde daha büyük bir vecd (heyecan) içinde yaşatmak bu hatıraları Fenerbahçe gençliğine kitap halinde hediye etmek gene mümkündür. Hatta ilk vazifelerimizden biridir. Kupalarımız bayraklarımız yanmıştır. Fakat yüreğimizdeki hatıralar canlılığını kaybetmeyecektir. Başta Ulu Gazimiz olmak üzere; kulübümüzün mesaisini takdir eden kıymetli yazıları taşıyan hatıra defterimiz kül olmuştur.Fakat bizim emeklerimizi takdir etmiş olan büyük şeflerimiz memleketini seven memleketin idealine candan bağlı çalışkan tesanüt (dayanışma) ve muhabbet çerçevesi içinde Türk gençliğini gene himaye edeceklerdir. Hayatın mütemadi bir mücadele olduğunu mücadelesiz ızdırapsız elemsiz hayatta gerek ferd ve gerek millet itibariyle muvaffak olmak imkanı olmayacağını Türk gençliğine hatırlatan Büyük Gazi'nin nasihatleri bu elemli günlerimizde bizim için en büyük teselli ve kuvvet membaı olacaktır. Fenerbahçelileri kulübümüzün maruz kaldığı felaket nispetinde büyük olan vazifeye davet ediyoruz.
Yangının ertesinde büyük gazetelerden Milliyet ve Cumhuriyet Fenerbahçe’ye Yardım ismi altında kampanya başlatmışdırlar. Yeni bir kulüp binası ve kulüp sahası satın almak için yapılan ilk bağışı ise 19 Haziran1932 tarihinde İş Bankası eliyle 500 TL. göndermek suretiyle Atatürk yapmıştır.Bu yardımların sonucunda ilk adı Silahtar Ağa Sahası* sonraları Papazın Çayırı* Union Kulüp Sahası* İttihat Spor Sahası* ve nihayet 25 Ekim1929 tarihinde de Fenerbahçe Stadı*** ismini alan 36 dönümlük stat 6 Temmuz1932'de 9000 TL. karşılığında satın alındı. Böylelikle Fenerbahçe yurtta stat mülkiyetine sahip ilk kulüp oldu. Ayrıca yapılan bu stad Atatürk'ün büstlerinin konulmasına müsaade ettiği tek stat da olmuştur.
1936 yılında Ankara ve İzmir şehirlerinin takımlarının katılımıyla Milli Küme kuruldu. Milli küme 1942 1948 1949 yılları hariç 1936-1950 yılları arasında yapılmıştır.1938 yılında kendi isteğiyle ligden çekilen Fenerbahçe bunun dışındaki tüm turnuvalara katılmış 1937 1940 1943 1945 1946 ve 1950 yıllarında olmak üzere 6 kez kazanarak bu kupada en çok zafere ulaşan takım olmuştur
1939 yılı Türkfutbolunda bir ilk gerçekleşti.9 Eylül1939Cumartesi akşamı 21.00'de Taksim Stadı'nda Fenerbahçe ile Beyoğluspor ilk gece maçına çıktılar. İlk gece maçındaki ilk golü Fenerbahçeli Fikret Kırcan atmış Fenerbahçe sahadan 4-2 galip ayrılmıştı.
Kuşdili Yangını
Türkiye'nin birden fazla şube barındıran ilk spor kuübü olma başarısını gösteren Fenerbahçe 1913 yılında geçerli olan nizamname ile atletizm kürek yüzme atlama yelken patinaj tenis çayır hoaaai boks kriket gibi spor dallarıyla da meşgul oluyordu. Bunlara daha sonra masa tenisi eskrim jimnastik avcılık su kayağı bilardo salon futbolu otomobil atıcılık sutopu bisiklet halter güreş basketbol izcilik patenli hoaaa voleybol gibi toplam 25 spor şubesi içeren 35 spor dalında birçok başarılara imza atılıyordu.
Bu branşlarda sürekli gelişim gösteren Fenerbahçe 25.kuruluş yılında 5/6 Haziran 1932 gecesi meydana gelen bir yangın sonucunda kupalarından üye kayıt ve maç defterlerini de içeren belgelerine kadar gelmiş geçmiş bütün maddi eser ve izlerini kaybediyordu.Bu kötü durum bütün Türkiye'de şok etkisi yarattı. Fenerbahçe Kulübü İdare Heyeti bunun üzerine basına aşağıdaki tebligatı veriyodu:
Sevgili yuvamız 25 senelik spor hayatımızda elde ettiğimiz şeref ve galibiyet hatıraları ile birlikte yanmıştır. Bugün maddi spor vesaitimizden de tamamen mahrum kalmış bulunuyoruz. Yek değerlerimize karşı sarsılmaz itimat muhabbet ve tesanüt (dayanışma) havası içinde yıllarca süren müşterek emeklerimizin muhassalasının (elde edilmiş sonucunun) enkazı karşısında derin bir teessür (üzüntü) duymamak kabil değildir. Mahvolan manevi kıymetlerin maattessüf (ne yazık ki) tamiri imkansızdır. Şu kadar ki 25 senedir kazandığımız muvaffakiyetlerin hatıralarını kalbimizde daha büyük bir vecd (heyecan) içinde yaşatmak bu hatıraları Fenerbahçe gençliğine kitap halinde hediye etmek gene mümkündür. Hatta ilk vazifelerimizden biridir. Kupalarımız bayraklarımız yanmıştır. Fakat yüreğimizdeki hatıralar canlılığını kaybetmeyecektir. Başta Ulu Gazimiz olmak üzere; kulübümüzün mesaisini takdir eden kıymetli yazıları taşıyan hatıra defterimiz kül olmuştur.Fakat bizim emeklerimizi takdir etmiş olan büyük şeflerimiz memleketini seven memleketin idealine candan bağlı çalışkan tesanüt (dayanışma) ve muhabbet çerçevesi içinde Türk gençliğini gene himaye edeceklerdir. Hayatın mütemadi bir mücadele olduğunu mücadelesiz ızdırapsız elemsiz hayatta gerek ferd ve gerek millet itibariyle muvaffak olmak imkanı olmayacağını Türk gençliğine hatırlatan Büyük Gazi'nin nasihatleri bu elemli günlerimizde bizim için en büyük teselli ve kuvvet membaı olacaktır. Fenerbahçelileri kulübümüzün maruz kaldığı felaket nispetinde büyük olan vazifeye davet ediyoruz.
Yangının ertesinde büyük gazetelerden Milliyet ve Cumhuriyet Fenerbahçe’ye Yardım ismi altında kampanya başlatmışdırlar. Yeni bir kulüp binası ve kulüp sahası satın almak için yapılan ilk bağışı ise 19 Haziran1932 tarihinde İş Bankası eliyle 500 TL. göndermek suretiyle Atatürk yapmıştır.Bu yardımların sonucunda ilk adı Silahtar Ağa Sahası* sonraları Papazın Çayırı* Union Kulüp Sahası* İttihat Spor Sahası* ve nihayet 25 Ekim1929 tarihinde de Fenerbahçe Stadı*** ismini alan 36 dönümlük stat 6 Temmuz1932'de 9000 TL. karşılığında satın alındı. Böylelikle Fenerbahçe yurtta stat mülkiyetine sahip ilk kulüp oldu. Ayrıca yapılan bu stad Atatürk'ün büstlerinin konulmasına müsaade ettiği tek stat da olmuştur.
1936 yılında Ankara ve İzmir şehirlerinin takımlarının katılımıyla Milli Küme kuruldu. Milli küme 1942 1948 1949 yılları hariç 1936-1950 yılları arasında yapılmıştır.1938 yılında kendi isteğiyle ligden çekilen Fenerbahçe bunun dışındaki tüm turnuvalara katılmış 1937 1940 1943 1945 1946 ve 1950 yıllarında olmak üzere 6 kez kazanarak bu kupada en çok zafere ulaşan takım olmuştur
1939 yılı Türkfutbolunda bir ilk gerçekleşti.9 Eylül1939Cumartesi akşamı 21.00'de Taksim Stadı'nda Fenerbahçe ile Beyoğluspor ilk gece maçına çıktılar. İlk gece maçındaki ilk golü Fenerbahçeli Fikret Kırcan atmış Fenerbahçe sahadan 4-2 galip ayrılmıştı.
neararsan.forum.st :: Spor :: FenerBahçe
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz